Kanser Türleri ve Tedavi Yöntemleri
Kansere çözüm ve çare arıyorsanız, öncelikle geçmiş olsun. Kanser türleri ve tedavi yöntemleri ile ilgili yazıya başlamadan önce daha önce yazılarımda belirttiğim “Gelecekten Mucize İksirler” kitabını okumanızı şiddetle tavsiye ettiğimi bir kez daha belirtmeliyim. Googleda burayı tıklayarak kitabın sitesine ulaşabilirsiniz. Kitap sayesinden kanserden kısa sürede iyileşen kişilerin yazılarını internetten bulabilirsiniz. Kitaptaki ve kitap sonrası videolardaki güncellemeler sayesinde uzun zamandır grip bile olmuyorum. Ancak yazarın hem kitapta hem de güncelleme videolarında belirttiği uyarılara lütfen dikkat edin.
Ağız Kanseri
Ağız Kanseri kısaca özetlemek gerekir ise hem ağız boşluğunun iç bölümünde gözükebilen hem ise ağzın gerisinde yer aldığı bilinen orofarenks ismi verilen bölgede görülmekte olan kanserlerin akıla geldiğini gösteren bu kanserlerin dil ile birlikte diş, diş eti,kemik ve orofarenk ismi verilen boğazın ve dilin arkasında yer alabildiği gibi dudak üzerinde de yer alabildiği görülen bir hastalıktır.
Ağız kanseri hastalığının en yaygın belirtisi de ağız içerisindeki acı ile birlikte tarif edilemeyen şiddetli bir ağrı, diş etlerinde, dil üstünde yer alan bununla beraber ağız içindeki ya da etrafında görülen beyaz kırmızı renkte bulunan alanlar, ağız içerisinde dil ile hissedilebilen çok hassas, tahriş olmuş durumda , kabarık veyahut kalınlaşmış alanların yer alması, ağızda ya da boğazda yineleyen kanamalar ve de iyileşmesi çok uzun süren yaralar, seste bir boğukluk veyahut boğazda yutulamamakta olan bir cisim hissi, çiğneme ve de yutma konusunda güçlük, dil ile çene hareketlerinde bir zorlanma, dil veyahut ağızın diğer bölgeleri içerisinde his kaybı, uyuşukluk hissi, alt veyahut üst çene içerisinde meydana gelebilen şişlikler ve bunun sonrasında mevcut protez uyumunun bozulabilmesi, ağız içinde devamlı olarak beyaz lekeler (lökoplaki) veyahut kırmızı lekelerin (eritroplaki) ortaya çıkması durumu ana belirtilerdendir.
Ağız içerisinde çıkmaya başlayan beyaz ya da kırmızı lekelerin ise öncü kanser koşulları (hemen sonrasında kanser görülmesi muhtemel durumda olan çok önemli koşullar) şeklinde onaylanabileceğini de pek çok doçent doktor tarafından açıklanmaktadır. Yukarıda açık bir şekilde sayılmış olan belirtilerin herhangi bir tanesini yaşayan ya da fark eden kişi ise kesinlikle doktor ya da diş hekimlerine muayene olmak amacı ile gitmelidir. Her hastalıkta olduğu gibi erken teşhis ağız kanserinde de çok önemlidir.
Gırtlak Kanseri
Gırtlak, 3 ana bölümden oluşur. Bunlar; yukarı, orta ve alt kısımdır. Ayrıca ağzımızı açıp kapadıkça nefes alabilmekte, konuşabilmekte ve yutkunabilmekte bize yardımcı olan organımızdır. Ses telleri gırtlağın ortasında, soluk borusu alt kısımda yer alır.
Gırtlak Kanseri En Çok Kimlerde Görülür?
Gırtlak kanseri, genellikle sigara içen bireyler arasında yaygın olarak görülür. Sigarada bulunan kimyasal bileşenler, gırtlaktaki hücrelerin dokusunu değiştir ve tümör oluşumunu hızlandırır. Kanserin erkeklerde daha yaygın olarak görüldüğüne saptanmıştır.10-15 yılın ardından sigarayı bırakan bireylerin gırtlak kanserine yakalanma riski %60 azalır.
Gırtlak Kanserine En Çok Hangi Yaşlarda Rastlanır?
Yapılan araştırmalara göre %30 oranında 55-64 yaş arasındaki bireylerde rastlanabilen bir kanser türüdür. Erken tanı her kanser rahatsızlığı için oldukça önemlidir bu sebeple doktorla görüşülmesi gereken bir hastalıktır.
Gırtlak Kanserinin Belirtileri Nedir?
Gırtlak kanseri ile ses telleri çok yakındır bundan dolayı da ilk değişiklik seste başlar. Söz gelimi, sesiniz normalden kısık ya da fazla kalın çıkabilir
Yemek yerken ve ya yutkunurken yoğun bir ağrı hissedilir.
Sürekli gelen öksürme istekleri ve daimi öksürük gibi çeşitli boğaz sorunları yaşanır.
Nefeste ve ağızda oluşan ağır bi koku olur.
Nefes alıp verirken hırıltı çıkarma ve nefes darlığı yaşanır.
İştahsızlık, halsizlik ve nedensizce verilen kilo kayıpları da belirgin bulgulardandır.
Kanser sadece ses telleri yakınında olmaz, bazen de gırtlak bölgesinde şişlik ve boğaz ağrısı yaşanabilir. Bu boğaz ağrıları genellikle geçmeyen ve sürekli tekrar eden türdendir.
Gırtlak Kanserinin Diğer Olası Nedenleri Nedir?
Fazla miktarda içinde hayvansal yağ ve besin içeren yiyecekleri tüketmek, genetik nedenler ve reflü nedeniyle yemek borusuna kadar gelen mide asiti zamanla gırtlağı deler ve tahriş eder.
Boyun Kanseri
Boyun kanseri olarak adlandırılan kötü huylu tümörler yani beyin zarı ile göğüs kafesi arasındaki bütün bölgeyi tutan kötü huylu tümörlerdir. Birinci olarak burun, yanak ve kulak keçesi gibi bölgelerde görülür. İkinci olarak ise bölgeyi içerden örten mukoza denilen dokularda görülür ve en sık görüleni budur. Üçüncü olarak gırtlak ve tükürük bezlerinde görülür. Bunun yanı sıra baş ve boyun bölgesindeki tüm organlarda da görülebilir.
Belirtileri; ses kısıklığı yâda ses bozukluğu, yutkunmada güçlük çekme, baş ve boyun bölgesinin herhangi bir bölümünde şişlik oluşması ağız içinde, dudakta iyileşmeyen yaralar oluşması. Ağızda uyuşukluk hisse ve yanakta şişlik meydana gelmesi, ciltte iyileşmeyen yaralar oluşması, kulak ağrıları ve işitme kaybı gibide birçok belirtileri vardır.
Boyun kanserinin sebepleri;
Boyun bölgesinde deriyi tutan tümörler güneş ışınlarına fazla maruz kalma nedeniyle ortaya çıkar. Kansere neden olan bazı iyi huylu tümörlerin kötü huylu tümörlere dönüşmesi sonucu meydana gelir. Sigara ve alkol kullanımı vücudumuzda oluşacak bütün kanserlere zemin hazırlamada ilk sıralarda yer alır. Özellikle sigara ve alkol bir arada kullanılırsa risk daha fazla artar. Sigara ve alkol bağlı tümörler dudaktan başlayıp ağız içi, dil, burun, sinüs, ses telleri, gırtlak, yemek borusu ve akciğer gibi organlara sırasıyla yayılarak kansere neden olur. Bazı viral enfeksiyonlar geniz bölgesinde de tümör oluşturabilir.
Boyun kanserinin tedavisi;
3 çeşit tedavi vardır. Bunlar; ameliyat, radyo tedavi ve kimyasal tedavi. Tedavide ilk olarak tümörün cinsi yerleştiği bölge ve büyüklüğü önemlidir. Buna uygun olacak bir tedavi yöntemi belirlenir. Erken teşhis edilen tümörlerde operasyonla beraber radyoterapi tedavisi uygulanır. İhtiyaç görüldüğü taktirde kemoterapide uygulanabilir. Baş ve boyun bölgesini tutan lenflerde oluşan tümörlerin tedavisinde ilk seçenek radyoterapi ve kemoterapi tedavisidir. Lenfler dışında oluşan tümörle de ise ilk olarak ameliyat tedavisi önerilebilir. Daha sonrasında gerekli görülür ise radyoterapi ve kemoterapi tedavisi ilave edilir. Bu tip kanserlerde hedef tümörü ortadan kaldırmak ve tümöre yakın olan bölgeleri korumaktır.
Mesane Kanseri
Mesane kanseri yani idrar kesesinde oluşan tümörler, mesanenin duvarını oluşturan dokulardan kaynaklanan kötü huylu bir tümördür. İdrar kesesinde oluşan mesane kanserlerinin %90’ı Transizyonel hücreli karsinomlar adındaki mesanenin iç yüzeyinde bulunan hücrelerden kaynaklanan tümörler oluşturur.
Mesane Kanseri Hangi Yaş Grubunda Daha Sık Görünür?
Mesane kanseri, prostat kanserinin ardından erkeklerin vücudunda en sık görülen kanser türüdür. Erkekler kanser hastalıklarında yaklaşık olarak ‘unluk dilimde yer alır. Bu kanser türü kadınlarda en sık görülen 8. kanser çeşididir. Mesane kanseri çocukluk dönemi de dahil her yaşta görülen bir rahatsızlıktır. Hesaplanan bilgilere göre ortala yaş 65-70 arasındadır. 35 yaş ve altı insanlarda da görülebilir ama bu nadir bir durumdur. Tanı konan hastaların ‘inde çevre dokulara ve uzak organlara yayılma, %85’inde mesane sorunundan kaynaklanır.
Mesane Kanserinde Risk Faktörleri Nelerdir?
Mesane kanserinin gelişimindeki en önemli risk faktörleri sağlıksız ve düzensiz beslenme, sigara içmek, erkek cinsiyette olmaktır. Diğer riskli faktörler ise genetik yatkınlığı olanlar, kimyasal boya, deri, lastik gibi sanayi işlerinde çalışan işçiler, kuru temizleyici, diş teknisyenliği, gaz ve alüminyum sanayi sektöründe çalışan insanlarda mesane kanseri riskini taşıyabilirler.
Mesane Kanserinin Belirtileri Nelerdir?
Mesane tümörünün en sık rastlanan belirtisi idrarda ağrısız şekilde gelen pıhtılı kanamadır. İdrarda ağrısız ve aralıklı pıhtılı kanama, hastaların yaklaşık %85’inde görülmektedir. Bazı hastalarda sistitizm bulgusuna da rastlanabilir. Diğer belirtiler ise Sık idrara çıkma, idrar yaparken yanma, zor idrar yapma gibi şikayetlerdir.
Mesane Kanserinin Tedavi Şekli Nasıldır?
“TUR” adı verilen bir tedavi yöntemle mesane tümörü sistoskop aracılığıyla çıkarılır. Müdahaleden sonra iç kısımda hala tümör kalmamasına dikkat edilmelidir. Bu tedavinin tamamına “intravezikal tedaviler” denir. Mesane kısmına ince bir kat eter yerleştirdikten sonra ilaç mesaneye verilir. Tedavi sonrasında 3 ay aralıklarla kontroller olur.
Cilt Kanseri
Günümüzün en yaygın hastalıklarından kanser, artık kanser yaşa bakmamakta büyükten küçüğe herkeste görülmektedir. Hücrelerin düzensiz bölünmesi ve çoğalması nedeniyle kanser oluşmaktadır.
Kanser tedavisi görülebilecek artık oldukça fazla hastane bulunmaktadır. Çeşitli kanser tedavileri uygulanabilmekte ve gün geçtikçe gelişmektedir. Kanser tedavisinden en önemli ilacın moral seviyesinin yüksek tutulması olarak birçok doktor tarafından dile getirilmektedir. Kanser tedavisinde uygulanan tedavi yöntemleri ozon tedavisi, gerekirse ameliyat, kemoterapi, radyo terapi gibi yöntemler uygulanmakta ve artık erken teşhis oldukça hız kazanmaktadır.
Cilt kanseri oldukça fazla çeşidi bulunmakta ve bu yüzden sebepleri de çok fazladır. Cildin dış tabakasında genelde farklı görünümleri olabilmektedir. Güneş ışınına fazla maruz kalma, öğlen güneşinde dışarıda kalma, genetik sebepler, çilli olmak, mavi gözlü, yeşil gözlü olmak, sarışın olmak, organ nakli olmuş olmak, ciltte yanın veya yara izi olması, bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar alınması, yaşla beraber cilt kanserinin ihtimalini arttırmakta çünkü her geçen yıl güneşe maruz kalınıyor. Cinsiyete göre de cilt kanseri riski değişkenlik gösteriyor erkek ve kadındaki yassı hücrelerin miktar fazlalığından dolayı, kimyasallara maruz kalma yani böcek ilacı gibi, ağır metal barındıran kimyasalları solumak ya da vücuda teması, sigara kullanımı, genetik, sedef hastalığı ultraviyole ışınlara maruz kalmak, asit yağmurlarına maruz kalma.
Cilt kanseri belirtileri ciltte görülen parlayan, küçük, kabarık, düzgün, lezyonlar, kahverengi ya da kırmızı renkte lezyonlar, kabuksu ve kanama yaratan lezyonlar, ciltte sertlik, pütürlü olması, pembemsi alanlar, yara izine benzer lezyonlar, çatlama ve soyulma gibi bulgularınız var ise hemen bir hekime başvurulmalıdır.
Cilt kanseri tedavisinde cerrahi yöntemler uygulanabilmekte ve tümör kısmı ameliyatla alınmakta, cilt üzerinden üstünün tıraş edilmesi, ardından ise kemoterapi, radyoterapi uygulanabilmektedir.
Prostat Kanseri
Prostat kanseri prostatta anormal hücreler geliştiğinde ortaya çıkar. Bu anormal hücreler kontrolsüz bir şekilde çoğalmaya devam edebilir ve bazen prostatın dışında vücudun yakın veya uzak bölgelerine yayılabilir. Prostat kanseri genellikle yavaş süreç izleyen bir hastalıktır ve düşük dereceli prostat kanseri olan erkeklerin çoğunluğu belirti olmaksızın yayılmadan ve hayati tehlike oluşturmadan yıllar boyu yaşayabilmektedir. Bununla birlikte, yüksek dereceli hastalık hızla yayılır ve ölümcül olabilir.
Prostat Kanseri Semptomları Nelerdir?
Erken evrede belirtiler olmayabilir. Daha sonraki aşamalarda, bazı prostat kanseri semptomları aşağıdakileri rahatsızlıkları içerebilir.
İdrarı sık ve aniden hissetmek,
İdrar yaparken rahatsızlık,
İdrarda kan görme,
Alt sırtta, üst uyluklarda veya kalçalarda ağrı.
Bu semptomlar, prostat kanseri olduğunuz anlamına gelmez, ancak bunlardan biriyle karşılaşırsanız, uzman bir doktor tarafından muayene edilmenizde fayda vardır.
Risk Faktörleri Nelerdir?
Prostat kanserinin daha ileri vaziyetlerde gelişme ihtimali ile ilişkili faktörler şunlardır.
Yaş: Prostat kanseri yaşa bağlı bir hastalıktır, bu da ilerleme şansının yaşla birlikte arttığı anlamına gelir. Prostat kanserine 75 yaşına kadar yakalanma riski 7’de 1’dir. 85 yaşına geldiğinde bu 5’te 1’e yükselir.
Aile öyküsü: Prostat kanserini etkileyen önemli faktörlerden biri de aile de genetik aktarımdır. Birinci derece de prostat kanseri olmuş erkek akrabanız varsa, böyle bir geçmişi olmayan erkeklerden daha fazla prostat kanserine yakalanma riskiniz vardır. Birden fazla erkek akrabada prostat kanseri varsa risk daha da yükselir. Erkek akrabalarına gençken tanı konan erkekler için de riskler daha yüksektir.
Genetik: Genler vücudun her hücresinde bulunur. Vücuttaki hücrelerin büyümesi ve davranışı kontrol edilir. Her insanın her iki ebeveynden de miras kalan binlerce geni vardır. Genlerde yapılan değişiklikler, ebeveynden çocuğa prostat kanseri geçirme riskini artırabilir. Prostat kanseri kalıtsal olmazsa da, bir erkek riski artıracak genleri devralabilir. Bu da taşıyıcı rolünü üstlenmek demektir.
Yeme alışkanlıkları: Yüksek miktarda işlenmiş et veya yemeğin yağının yüksek olmasının prostat kanseri riskini artırabileceğini gösteren bazı bulgular vardır.
Yaşam biçimi: Çevrenin ve yaşam biçiminin prostat kanseri gelişme riskini etkileyebileceğini gösteren gözlemler de azımsanmayacak derecede fazladır.
Tiroid Kanseri
Günümüzde hemen hemen herkeste görülme ihtimali yüksek olduğu hastalıklar grubunda kanser yer almaktadır. Sinsice ilerleyen bu hastalık belirtilerini genellikle son evrelerde gösterir. Kadın ya da erkek fark etmeksizin herkeste görülebilen bir hastalıktır. Stres ve sigara kullanımını kanser oluşumunu kolaylaştıran faktörlerdendir. Bunun dışında ailede kanser geçmişi olan kişilerin soya çekim olma ihtimali de yüksektir. Hastalığın evresi tedavisi ve sonuç alma oranı son derece sıkıntılıdır. Hasta ve hasta yakınlarının kanser rahatsızlığını öğrendikten sonra sabırlı ve güçlü olmaları atlatılması yönünde önemlidir. Kanser grubunda özellikle bayanlarda ağırlıklı bir şekilde görülen tiroid kanseri, kanser grubu içerisinde sık rastlanmaz. Her hastalıkta olduğu gibi bu kanser çeşidinde de türler vardır.
Tiroid kanserinde görülen türler nelerdir?
Papiller ve Follikküler kanser; kanser çeşidinde en sık görülen kanser budur. Genellikle 40 yaş üstündeki bayan ya da erkeklerde görülebilir. İç organlara yayılma ihtimali de söz konusudur. Doktor muayenesi ve detaylı taramalar mutlaka gerekir. Genellikle bulgular eşliğinde rastlanabilir. Bazen de yüzeye çıkan şişlikler hastalığın habercisi olabilir.
Medüller kanser; Genellikle soya çekim ile görülen bir kanser çeşididir. Ailesinde kanser geçmişi olan kişilerin mutlaka muayeneye gitmesi gerekir. Tiroid kanserlerin arasında en çabuk yayılan ve tedavisi en zor olan bir kanserdir. Genellikle yayılma hızlı görüldüğü için tiroid bezinin alınması gerekir.
Anaplastik kanser; Kanser çeşidi arasında en az görülüp, en tehlikeli olan kanserdir. Genellikle tümörlü bölge hızlı bir şekilde yayılma gösterir. Büyüme eşliğinde görülen tümörlü hücreler zaman zaman şişliğe neden olabilir. Şişliğe bağlı nefes almada güçlük olacağı için ameliyat esnasında soluk borusunun alınması gerebilir.
Tiroid Kanserlerinde tedavi yöntemleri ne şekilde olur?
Tümörün çeşidine göre ve evresine göre tedavi ya da cerrahi müdahale belirlenir. Genellikle cerrahi müdahalenin yapılması uygun olduğu kanser çeşididir. Cerrahi müdahale sonunda hücrelerin yayılım göstermemesi için radyoterapi ya da kemoterapi uygulanır. Aynı zamanda hormon ilaçları cerrahi müdahaleden sonra tavsiye edilir.
Meme Kanseri
Ülkemizde kadınlar görülen kanserlerin arasında ilk sırada da meme kanseri yer alır. Sebebi birçok faktöre dayansa da emzirme döneminde süt kanallarına biriken sıvının zamanla kist ya da kansere dönüşmesi ağırlıklıdır. Kanser çeşitleri arasında bayanlarda sadece görülen bir hastalıktır. Hastanın psikolojik durumunun iyi olması kanseri atlatması açısından önemlidir. Hasta ve hasta yakınlarının kanser tedavisi süresince bilinçli olması gerekir. Hastaya davranış, yeme içme ve hijyen hastanın çabuk toparlanmasına yardımcı olur. Moralini yüksek tuttuğu sürece mutluluk hormonları kanser hücrelerine karşı açtığı savaşta galip olur. Her 10 kadından 8 inde yaygın bir şekilde görülen bir hastalıktır. Erken teşhis bu kanser türünde de önemlidir. Halk sağlığı merkezlerinin 45 yaş üstü bayanlar için açtığı kanser taramaları önlenmesi açısından önem arz etmektedir.
Meme kanserinin belirtileri nelerdir?
Her kadın banyo sırasında göğüslerini elle kontrol etmelidir. Özellikle kadın doğum uzmanlarının bu konuda hassas davranması erken teşhis açısından gerekli olmasından kaynaklıdır. Göğüste ele gelen sertlikler, meme ucundan gelen herhangi bir sıvı, meme ucunda görülen şekil bozuklukları, meme bölgesinde kızarıklık ve hassasiyet, memede şişlik gibi belirtiler meme kanserinin olacağına dair sinyallerdir. Bunların tamamının değil en azından üç tanesini yaşayan bayanların acilen kadın doğum ya da genel cerrah bölümüne başvurması gerekir.
Meme kanserinde tedavi süreci nasıldır?
Tedavide kanserin durumu son derece önemlidir. Yapılan muayene, tetkik ve patolojinin sonucuna göre süreç belirlenir. Genellikle cerrahi müdahale tercih edilir. Diğer dokulara zarar vermeden kanserli hücreler cerrahi müdahale ile alınır. Bazı durumlarda göğüsün tamamı da alınabilir. Cerrahi müdahale sonrasında hastanın toparlanabilir olması ek tedavileri de beraberinde getirir. Kemoterapi, radyoterapi ve hormon tedavisi tümörlü hücrelerin yok olması açısından mutlaka gerekir. Bazı durumlarda kemoterapi ve radyoterapi eş zamanlı da alınabilir. Tamamen tümörün çeşidine göre ayarlanabilen bir tedavi yöntemleridir. Hastanın bu zamanlarda bağışıklığını güçlü tutması gerekir. Tedavi sonrasında görülen yan etkiler bir hayli yıpratıcı ve zordur.
Akciğer Kanseri
ÇAĞIMIZIN EN ZOR HASTALIĞI; KANSER
Kanser hastalığı günümüzde normal karşılanan bir hastalık grubuna dahil olmuştur. Birçok türü ölümcül olan kanser hastalığında iyileşme durumu sadece hastanın kendisine bağlıdır. Kanserin oluşmasının en temel nedenleri strest ve bağışıklık sisteminin zayıflığıdır. Hastalıklı hücreler bu iki temel eğer ki izde varsa olma ihtimalinizde %50 dir. Bunun dışında çalışma şartları, soya çekim ve sigara kullanımı da kanserli hücrelerin oluşmasına da neden olur. Sigara kullanan kişilerde görülme olasılığı %70 olan akciğer kanseri, kanser türleri arasında en zor olanıdır. Cerrahi müdahale yönteminin az olarak tercih edildiği bu rahatsızlıkta genellikle kemoterapi ve radyoterapi ile kanserli hücrelerin azaltılması sağlanır.
Akciğer kanserinin belirtileri nelerdir?
Hastaların birçoğunda hastalık aynı ağrılar ile baş gösterir. Nefes darlığı ve sırt ağrıları bu hastalığın başladığını gösteren belirtilerdir. Kilo kaybı ve ses kısıklığı evrenin ilerlemesiyle daha çok fark edilir. İştahsızlık, uyku hali, göğüste iğne batması hissi kanserin belirtileri arasındadır. Genellikle iç organlarda görülen kanser oldukça sinsi ilerler. Son evrelerine doğru kendini belli eden belirtiler sonrasında başlanan tedavinin birçoğu da sonuç vermez.
Akciğer kanserinde tedavi nasıl yapılır?
Kanserin tedavi edilmesi evresine göre belirlenir. Eğer ki belirli bir kısımda tümörlü hücreler varsa kemoterapi ya da radyoterapi yöntemi ile yok edilmeye çalışılır. Daha iyi sonuç için eş zamanlı verilmesi de yöntemler arasındadır. Radyoterapi yönteminde tümörlü hücreler olsa da olmasa da uygulanabilir. Kötü hücrelerin yayılmaması için canlı hücrelerin yok edilmesi gerekir. Hastanın bu süreçte sabırlı ve dirayetli olması gerekir. Kemoterapi veya radyoterapiye bağlı ağrıları olacaktır. Bunun içinde ağrı kesiciler kullanması gerekecektir. Cerrahi tedavi ise tümörün yerleştiği bölgeye göre yapılmaktadır. Aynı zamanda kemoterapi ve radyoterapiye cevap vermeyen hastalar için son kurtuluşun bu yöntem olacağı düşünülerek de yapılabilir.
Kanser hastalığı çağımızda en çok görülen hastalıklardandır. Bu dönemlerde hastaya moral vermek ve mutlu etmek hastalığı yenmek açısından son derece önemlidir.
Originally posted 2022-05-26 23:02:50.